Çarsancak

Ana Sayfa
Fotoğraflar
Ahmet Dokur
Linkler
İletişim



Google

Çarsancak Doğu Anadolu'nun Yukarı Fırat bölümünde Fırat'ın kollarından olan peri suyu kenarında kurulu bir yerleşim alanıdır. Osmanlı döneminde Harput'un tarihi bir ilçesiydi. Harput ve yöresi çok eski bir yerleşim bölgesidir Murat Nehri, Peri Suyu ve Munzur Suları'nın birleşmesinden oluşan Fırat Nehri ve onu oluşturan bu suların geçtiği sulak, verimli ova ve vadiler yöreyi yerleşmeye elverişli kılmıştır. Doğal şartların elverişli olması nedeniyle çeşitli toplulukların yerleştiği bir alan olmuştur.

Peri Suyu, Bingöl Dağı'nın yüksek yaylalarının çıkış yerinde, dik ve derin vadilerden, kayalık dar boğazlardan geçerdi. İlkbaharda yağmurların yağması ile eriyen karların oluşturduğu coşkun sular darboğazlara gelip girdiğinde, döner, şahlanır, yatağından yukarılara köpük köpük dalgalar, girdaplar, kenarlarında korkunç yıkıntılar yaparak Peri Çayağzı bahçelerinde asırlık dut ağaçlarını söküp, yer yer yatak değiştirirdi.

Peri suyunun akıp gittiği Çarsancak vadisinin iki yakasındaki dağ yamaçların yükseklerinde meşeler, alıçlar, mahlepler, bademler ve dardığan ağaçları, aşağıda vadinin derinliğine doğru asırlık yaşlı üzüm bağları, su kenarında ve dere içlerinde dut ağaçları, asırlardır budanır yeniden göğertilirdi. Vadinin geniş düzlüğünde, çevlikte buğday, tütün, bostan ekilir. Geniş bağ ve bahçe kültürünün kimler tarafından geliştirildiği, üzüm kültürünün sahibi evelerlinin kimler olduğu bilinmemektedir. Ancak Anadolu üzerinde yaşayan medeniyetler asma ve üzüme ayrı bir değer vermiş yörede 20. asrın ortalarına kadar süre gelen dokumacılık sanatından da anlaşıldığı gibi gelip geçmiş medeniyetlerde tarım ve dokuma sanatında ileri olan Hititler?den beri geldiği sanılmaktadır.

Çarsancak (Peri) vadisinin kuzeyindeki Cabbar Dede ve Kale Başı tepesi yamaçları üstünde kurulmuş asırlar boyu önünde akan peri suyunun huşultusunu dinleyip durmuştur.

1900'lü yıllarının ilk çeyreğine kadar ilçe konumunda iken sokakların iki yanına sıralanmış büyüklü küçüklü evleri, camisi, kilisesi, dükkanları, medresesi, hamamıyla küçük bir kentin görüntüsü çıkardı.ortaya bir çok sokakta Taş kurunlarına, yaz kış akan berrak, şırıltılı sularıyla, çarşı başındaki üç lüleli Kemer puğarı, çarşının tam başında tarihi kocamış hamamla karşı kaşıya dururlar. Sokakda, bahçede, tarlada gün doğumundan gece karanlığına kadar yürüyen, duran, çalışan; fesli, sarıklı, külahlı, şapkalı, çarşaflı, yazmalı, atlı, katırlı, eşekli, yaya bir insan kalabalığı vardı. Bu kalabalık, baharın meyve ağaçlarının uyanmasından sonbaharda Bağ bozumuna kadar Kıraç bağlarında, orta bağların, Arhaç bağlarında, Sap dere bahçelerinde, Gago deresinde, Örene?den Zuğur dereye kadar uzanan çayağzı bahçelerinde bir yaz boyu çalışır dururlardı.

Çarşı ve mahalle sokaklarını; testi, çanak çömlek imalat atölyeleri, semerci, saraciye, değirmenler, kalaycılar, manifaturacılar, Nalbantlar, marangozlar, yemeniciler, terziler, demir dövme atölyeleri, dokuma tezgâhları, mazman tezgahları doldururdu.

Çarsancak tarihinde doğal afetler, yasal göçler, 1800 yılları ortalarında Amerika-Avrupa ülkelerine giden işçi göçleri, Eşkiya talanlarına ve İlçe teşkilatının Lağvına rağmen 1970'li yıllarına kadar 24 köyü ile ilçe konumundaki kalabalığını korumuş yöresinin Tarım, Ticaret, İmalat ve El sanatları merkezi konumunu da sürdürmüştür.

Mülga Çarsancak ilçesi 1926 yılında nahiye konumuna dönüştürülüp Pertek ilçesi teşkil edilip bu ilçeye bağlanır. 1935 yılında Tunceli ili teşkil edilince bu defa yeni ilin Mazgirt ilçesine bağlanır. 1960 yıllarında yerleşim yerlerinin yeniden isimlendirmesinde Akpazar adı verilir.

Keban Barajının yapımı ile Çarsancak vadisinin görünümü değişti. Asırlık verimli Bağlar, bahçeler, tarlalar sualtında kalır kalan arazi sulanmayınca Çarsancak gerilemeye başlar halk işsiz kalır bu kalabalık kendiliğinden bir bir göç eder sokakların iki yanına sıralanmış küçüklü büyüklü evler de yıkılıp peg olmaya yüz tutar.

carsancak.com 2006